Bu yazı gönülden samimiyet, özlem ve pişmanlık içerir…
Sahi,
Siz babanızı hiç omuzlarınızda taşıdınız mı?
Ben taşıdım…!
Siz babanızı hiç çenesini kapattınız mı?
Ben kapattım…!
Siz babanızı hiç giydirdiniz mi?
Ben giydirdim…!
Siz babanızı hiç yatırdınız mı?
Ben yatırdım…!
Neler yapmışım değil mi?
Hayırlı bir evlat mıyım, değil miyim?
Bilmiyorum.
Tek bildiğim pişman bir evlat olduğum…
Bunları ne zaman, nasıl yaptın? derseniz anlatayım.
20 Nisan 2010 Salı günü sabah saat 07:25 sularında babamın çenesini kapatıp bağladım.
İkindiden bir buçuk saat evvel kefenini giydirdim.
İkindiden hemen sonra tabutunu omuzlarımda taşıdım.
Sonra ebedi istirahatgahına ellerimle yatırdım.
Ama ben babamı ancak 45 yaşıma geldiğimde anladım.
Ne kadar dolu dolu bir entelektüel olduğunu… Ne kadar özel olduğunu…
Kardeşimle beni en iyi şekilde yetiştirmek için verdiği emeği…
Bugün 10 Ekim. Rahmetli babam, Teknik Öğretmen İRFAN TAMER’in doğum günü.
Yaşasaydı 87 yaşında olacaktı.
Yattığın yer kıyamete kadar nur olsun, dua kapın açık dursun babam.
Peki siz şu anda “ babamla yarın şunları yapacağım” diye plan yapabiliyor musunuz?
Cevabınız evet ise kıymetini bilin …!
Mustafa Metin TAMER
Bizim Fikri İş Dehası Kurucu Üyesi
0 532 779 90 84
Comments